ILETISIM@ERKANTERZI.COM
More
    Ana SayfaPazarlama & Satış YazılarıDijital KölelikMeta & Google’un Bugünü ve Yarını Üzerine

    Meta & Google’un Bugünü ve Yarını Üzerine

    Yayınlanma tarihi -

    2004’ten bu yana hayatımızda olan Facebook, yani şimdiki adıyla Meta, son yıllarda ciddi zorluklarla karşılaştı. Özellikle 2022 yılında yaşanan 256 milyar dolarlık tek günlük hisse değeri kaybı, tarihe geçen bir darbe oldu. Bu, Meta için belki de en zor zamanlardan biriydi.

    Meta çatısı altında Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi çok önemli dijital platformlar bulunuyor. Ancak özellikle Facebook tarafında yaşanan kullanıcı kayıpları, şirketin geleceğiyle ilgili ciddi endişeler doğuruyor. Son dönemde sadece Facebook’ta yaşanan yarım milyonluk kullanıcı kaybı, dijital ekosistemdeki gücünü sorgulatmaya başladı. Kişisel verilerin korunması, güvenlik açıkları ve kullanıcı deneyimi gibi kritik alanlarda yaşanan sıkıntılar, Meta’nın reklam gelirlerine dayanan modelini de zayıflatıyor.

    Kullanıcı alışkanlıklarının hızla değişmesi, TikTok gibi yeni nesil platformların yükselmesi ve Apple ile yapılan yeni iş birliklerinin (örneğin, Safari’de Google arama motorunun öne çıkması) Meta’nın rekabet gücünü düşürüyor. Meta, bu düşüşü durdurmak için büyük yatırımlar yaptığı metaverse evreniyle çıkış arıyor, ancak bu da diğer uygulamalarındaki değer kaybını hızlandırıyor.

    Bütün bunlar olurken, sahte haberlerin ve dezenformasyonun yayılması gibi ciddi toplumsal tehditler, Meta gibi platformların sadece birer teknoloji şirketi olmadığını; aynı zamanda küresel ölçekte etki gücü yüksek iletişim araçları olduğunu gösteriyor. Twitter, YouTube, TikTok gibi diğer platformlar da benzer baskılarla karşı karşıya kalıyor. Covid-19 döneminde yaygınlaşan aşı karşıtı içeriklerin milyonlarca kişiye ulaşması ve bu bilgilerin denetlenememesi, platformların sorumluluğunu bir kez daha gündeme taşıdı.

    Meta’nın reklam alanındaki en büyük rakibi Google ise bu çalkantılı dönemi daha avantajlı bir şekilde yönetti. Apple ile geliştirdiği kullanıcı gizliliği politikaları sayesinde Facebook’un reklam hedeflemelerinde büyük kayıplar yaşaması, Google’ın öne çıkmasını sağladı. Google, ekosistemini kendi hizmetleriyle yönettiği için daha bağımsız hareket edebiliyor ve veriye dayalı sistemlerini başarıyla sürdürüyor.

    Bugün Meta ve Google, dijital reklam dünyasının en gelişmiş algoritmalarına sahip iki oyuncusu. Büyük veri altyapıları ve segmentasyon teknolojileri sayesinde markalar, hedef kitlelerine çok daha kolay erişebiliyor. Özellikle Google ve Meta üzerinden yapılan reklamlar, yalnızca ürün satan firmalar için değil; hizmet sunan, destek sağlayan veya sağlık gibi hassas alanlarda faaliyet gösteren markalar için de etkili sonuçlar doğurabiliyor. Bizzat çalıştığım Massive Bio şirketinde, kanser hastalarına ulaşmak için denediğimiz onlarca farklı kanal arasında, Facebook ve Google reklamlarının başarı oranı diğer platformlara göre açık ara daha yüksekti.

    Öte yandan, Facebook’un adının karıştığı Cambridge Analytica skandalı, verilerin nasıl kötüye kullanılabileceğini ve seçimler gibi toplumsal karar süreçlerinin nasıl manipüle edilebileceğini bizlere gösterdi. Bu olay sadece bir şirket skandalı değil; aynı zamanda dijital etik, veri güvenliği ve bireysel haklar konusunda ciddi bir uyarıydı.

    Google ve Meta’nın algoritmalarının yapısı farklı ama sonuçları benzer: Kullanıcının ilgisini artırmak, ekranda geçirilen süreyi uzatmak ve reklam gelirlerini maksimize etmek. Ancak bu algoritmalar, kullanıcıları yalnızca kendi düşünce kabarcıklarına hapseder hale geliyor. Kişi neye inanıyorsa, algoritma sürekli onunla ilgili içerikler sunuyor. Bu da bireylerin farklı bakış açılarıyla karşılaşmalarını engelliyor ve dijital dünyada kutuplaşmayı artırıyor.

    Facebook bugün, kullanıcı sayısında düşüş yaşasa da Mark Zuckerberg gibi iddialı bir liderin bu markayı kolayca bırakacağını düşünmek hayal olur. Facebook’un önümüzdeki süreçte WeChat benzeri bir “çoklu platform” yapısına geçerek, mesajlaşmadan e-ticarete kadar tüm dijital ihtiyaçları tek bir uygulamada sunma planları bulunduğu biliniyor.

    Google cephesinde ise işler daha istikrarlı ilerliyor. Sahip olduğu ürün çeşitliliği, Android ekosistemi ve arama motoru gücü sayesinde reklam pastasındaki payını her geçen gün artırıyor. Çin menşeli TikTok’un ABD pazarında karşılaştığı yaptırımlar, bu dijital savaşın yalnızca şirketleri değil, devletleri de içine aldığını açıkça gösteriyor.

    Özetle; Meta ve Google arasındaki rekabet, sadece iki teknoloji devinin mücadelesi değil; aynı zamanda kullanıcıların, devletlerin ve toplumsal değerlerin de şekillenmesine neden olan bir dönüşüm süreci. Bu iki platformun geleceği, dijital dünyanın da yönünü belirleyecek gibi görünüyor.

    Tüm içerikleri kaynak göstererek ve Erkan Terzi'nin adıyla paylaşabilirsiniz.

    "İçeriğin tüm kullanım hakları saklıdır ve izinsiz kullanımı yasaktır." Herhangi bir içeriği veya makaleyi yayınlamak veya bazı fikir ve bilgileri belgelerinizde kullanmak istiyorsanız, lütfen daha fazla bilgi ve izin için Erkan Terzi ile iletişime geçin.

     

    Abone Ol

    spot_img

    BENZER İÇERİKLER

    Çocukları Dijital Tuzaklardan Ne Kadar Uzak Tutabiliriz?

    Çocuklarımızı dijital veri sistemlerinden korumak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bugün bir çocuk...

    Şirketler Müşteri Verisi Toplama Sürecinde Nerede Duruyor?

    Dijital kölelik çağında yaşıyoruz. Teknoloji geliştikçe, bireylerin kişisel verileri hiç olmadığı kadar kolay erişilebilir...